Yazar : İletişim Yayınevi
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz “Hayatı anlayamamak kadınları anlayamadığını söyleyen adamın sözü kadar perişan bir ifade gelir bana. Be nabekâr, kadını anlayıp da ne yapacaksın, yapacağın değişecek mi? Peki hayatı ne yapacaktım? Onu anlayayım diye psikanaliz mi öğrenecektim, Jung’ları, Laing’leri okuyup şizofreni yolculuklarına mı çıkacaktım, şeyhleri ayrı, doktorları ayrı mı etekleyecektim, kendimle ilgili hem de bu dünyama ait bir söz söyleyecekler diye kulak mı kabartacaktım? Söz doğru olsa zaten kaçardım, yalan olsa bayılır tekrarını duyayım diye yapışırdım da bunun neye faydası olurdu? Zavalı Reich gibi dolaplar yapıp içine mi girseydim, o pos bıyıklı filozof gibi coşkunluk seline mi kapılsaydım, ikinci benlik, birinci benlik öndeki, arkadaki, birincinin sesi, ikincinin ayak sesi diye huzursuzluk ve yetersizlikten tuhaf ama kibirli bir dünya mı inşa etseydim, kibrimin nedenini anlatacağım diye canım mı çıksaydı, birinin ruhu az öteye kıpırdayabilsin diye eli sene gırnata mı çalsaydım, zaten öbür dünyada göreceğim cini, mekiri, meleği göreceğim diye gece üçlerde kalkıp namaza mı dursaydım, avizeler salanıyor, başım secdeden bir saten evel doğrulamıyor diye sonra kime anlatsaydım, arabayla on iki satlik yolu kendimden geçerek iki sate almış olsam bile varacağım yere on sat evelden gelip de ne yapsaydım?” Öykücü Şule Gürbüz’ün kahramanı kendi kendine konuşurken şunu söylüyor, “Yetmiş adım mı, yetmiş sene mi yakın bilemiyorum, yetmiş adımı ben yetmiş senede alabildim mi hiç sanmıyorum. ” Aranızda böyle bir sıkıntı hiseden oldu mu bilemem ama, öyküyü okuduğunuzda bunun ne büyük bir kasvet olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Kitaba ismini veren Zamanın Farkında öyküsünde olduğu gibi, diğer öykülerindeki kahramanları da içinde bulundukları zamanla / çağla / biyolojik dönemle sıkıntısı olan insanlar. Ya yeniyetmeliklerinden, ya kendisi kadar olayların vehametinin farkında olmayan ailesinden, ya elde etiği hiçbir şeyin ‘ileriki yılar’da olmasını dualarda dilediği gibi olmadığını gecikmeli olarak fark etmekten mustarip insanlar bunlar. Zamanın feçtiğinin, zamanın kimi zaman bizden hızlı aktığının farkında olup, elerinin arasından usulca kaçmasını şursuzca izleyen fukaralardan bahsediyor Şule Gürbüz. Siz de bir düşünün bakalım, yeniyetmelik bitiği zaman, yenisi gitmiş bir yetme mi olur insan, yoksa ne hem yenisi gitmiş hem de yetememiş bir insan mı? Bunu esaslıca düşündüğünüz zaman onun kahramanlarının çilesine ortak olabileceksiniz. Çile deyince yüzünüz buruşmasın, Gürbüz’ün mekanik bir sat gibi tıkır tıkır işleyen dili, ince zanaten geçmiş kelimeleri sayesinde oldukça eğlenceli… Çağlayan ÇevikBir Paragraf.
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz
Kitap başlığı |
Boyut |
bağlantı |
---|---|---|
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz okumak itibaren EasyFiles |
5.9 mb. | indir kitap |
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz indir itibaren OpenShare |
3.9 mb. | indir Bedava |
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz indir itibaren WeUpload |
3.3 mb. | okumak kitap |
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz indir itibaren LiquidFile |
3.6 mb. | indir |
Kitap başlığı |
Boyut |
bağlantı |
---|---|---|
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz okumak içinde djvu |
4.8 mb. | indir DjVu |
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz indir içinde pdf |
4.2 mb. | indir pdf |
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz indir içinde odf |
4.3 mb. | indir ODF |
Zamanin Farkinda - Şule Gürbüz indir içinde epub |
4.2 mb. | indir ePub |
Yazar: İletişim Yayınevi
Haylaz Canavar Gormik Gümbür-Individual Bachelors of science Haylaz Canavar Gormik Gümbür - Individual Bachelors of science Canavar olmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir! Gormik herkesin kendisine hâlâ korkunç bir canav...
Yazar: İletişim Yayınevi
Devlet, Sistem Ve Kimlik Soğuk Savaş döneminin sona ermesi, klasik anlamıyla uluslararası ilişkileri altüst ederken, uluslararası ilişkiler kavramı üzerine de yeni tartışmalar başlatı. Devlet, Sistem ve Kimlik sözkonusu tartışm...
Yazar: İletişim Yayınevi
Anedili-Emine Sevgi Özdamar “Yazılar antipathy gözüme iyi öğrendiğim yabancı bir yazı gibi görünüyordu. İşte bir gazete kupürü: ‘İşçiler karate kanlarını döktüler. ’ Grev yapmak yasaktı, işçiler parmaklarını kesip gömleklerin...